Archive

Archive for the ‘Sağlık Psikolojisi’ Category

Daha Çok Limon, Lavanta, Zambak… Daha Az Stres

September 17th, 2009 Comments off

Kokunun insan hayatı için önemini hepimiz biliriz. Her ne kadar burnumuz, çok sık kullandığımız (ya da güvendiğimiz) bir duyu organı olmasa da kokuları unutmuyor olmamız, farklı kokuları sınıflandırmadaki başarımız oldukça ilginçtir. Journal of Agricultural and Food Chemistry dergisinden yayınlanan bir makale, koklamaktan zevk aldığımız bitkilerin stres düzeyimizi normalleştirmede etkisi olduğunu söylüyor. Araştırmaya göre limon, mango, zambak, lavanta gibi hoş kokulu bitkiler bağışıklık sisteminin anahtar parçalarından olan neutrophils (nötrofil; bir çeşit lökosit) ve lymphocytes (lenfosit; kan hücresi) düzeylerini ve fizyolojik stres semptomlarını normal seviyelerine çekmeye yardım ediyor. Çalışma farelerle yapıldığı için insanlar üzerindeki etkisinin şiddeti konusundan direkt bir şey söylemek pek mümkün olmayabilir ancak güzel kokulara kimsenin hayır diyeceğini sanmıyorum (Not: Deneyde kullanılan ve farelerin solumasına olanak verilen temel koku lavanta).

Kaynak: Nakamura, A., Fujiwarat, S., Matsumoto, I. ve Abe K. (2009). Stress repression in restrained rats by (R)-(−)-linalool inhalation and gene expression profiling of their whole blood cells. Journal of Agricultural and Food Chemistry, 57(2), 5480-5485.

Depresyon ve Kronik Hastalıklar

September 15th, 2009 Comments off

Amerikan Kanser Derneği (American Cancer Society) tarafından çıkarılan Cancer dergisinde yayınlanan ve bir araştırma depresyon ve kanser hastalığı arasındaki ilişkinin önemli olduğunu söylüyor. Jillian Satin yönetimindeki ekibin yaptığı çalışmalara göre kendilerine major depresyon tanısı konulan kanser hastalarında ölüm oranı %39 daha yüksek. Bu büyük farkın nedenleri çok değişik olabilir ancak görünen o ki, kanser gibi odukça ciddi ve kronik bir hastalıkla başetmeye çalışan hastalar aynı zamanda olumsuz otomatik düşünceleri tetikleyen başka bir problemle (depresyon) de boğuşmak zorunda kaldıklarında, bu, onların genel iyileşme ya da tedaviye uyum süreçlerini olumsuz etkiliyor.

Her ne kadar bu çalışmada temel olarak ele alınan hastalık kanser olsa da, diğer kronik hastalıklarda da (kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği, vb.) sadece depresyonun değil diğer psikolojik problemlerin de olumsuz etkisi olması mümkün. Kronik hastalıklar konusunda uzman olan hastanelerin, kendi bünyelerinde klinik psikologları ve sağlık psikologlarını barındırması, hastalara ve yakınlarına eğitim vermeleri, onların tedaviye uyum süreçlerini olumlu etkileyecektir. Ancak diğer pek çok konuda olduğu gibi bu konuda Türkiye’deki hastanlerin durumu oldukça yetersiz.